Sevde's Blog's - Gündelik hayat ve kitaplara dair bir çok şey

   Herkese merhaba. Geçenlerde önerisini yaptığım "Kan Tiyatrosu" kitabını belki hatırlarsınız. Kitabı merak eden ama almadan önce kitapla ilgili biraz daha bilgi edinmek isteyen olursa diyerekten bu sefer de aynı kitabın özetini paylaşmayı düşündüm. Bir de tabiki sürekli buraya yazacak bir şeyler bulmak zor olacağı için bu seferlik kolaya kaçtım gibi Bi şey olmuş oldu aslında😅     Hazırsanız kitabın kısa tanıtımı ve özetin geçebiliriz (gerçi bunda hazır olunması gereken bir durum yok ama olsun😄).               Kan Tiyatrosu Özeti Kitabın adı : Kan Tiyatrosu Yazarı: Özgen Biçgin Yayın Evi ve Basım Tarihi: Eksik Parça Yayınevi / 2020      Kitap Özeti:                Nigel ve Alp 2094 yılında Bonn şehrinde Dünya Küresel Güvenlik ve İstihbarat Bürosu'nda çalışan iki emniyet görevlisidir. Bir gece aldıkları olağandışı bir cinayet ihbarı üzerine çalışmaya başlarlar. Yüzünü tiyatro sembollerinden olan ağlayan maske ile kapatmış , eski polis şapkalı (hikayeye göre

    Herkese merhaba. Biliyorsunuz ki blog hesabımı yeni açtım ve bu yüzden de henüz burada neler paylaşabileceğim konusunda tam olarak emin değilim. Bu konuda yeni fikirlere daima açığım. Onun dışında ise arada aklıma gelen konularda, mesela şu anki gibi kitap önerileri/özetleri paylaşabilirim. Ve evet bu gün size bir kitap önereceğim.             Kan Tiyatrosu - Özgen BİÇGİN     Kitabımızın; Kan Tiyatrosu, suç ve polisiye türünde bolca gerilim içeren bir romandır.      Hikaye 2094 yılında işlenen cinayetler ve onları çözmeye çalışan oldukça başarılı 2 polisi konu alıyor. Tiyatrolardan bildiğimiz üzgün maske ve eski bir polis şapkası takmış olan katilimiz, yakalanmak istercesine her yerde bolca kanıtlar bırakıyor. Bahsettiğimiz bu kanıtlar kendi vücudundan çıkan kan. Fakat bu kanlar DNA incelemesinde her seferinde yıllar önce ölmüş farklı insanlara ait çıkıyor. E böyle bi insanın kanlara ulaşması çok da zor olmuyordur. Peki bunu neden ve nasıl yapıyor diyecek olursanız nasılını değil a

      Herkese merhaba. Bu yazıyı kim görür, okur bilmem ama yinede belki de içinizden birileri bloğumu takip etmek isterse diyerekten önce kendimi tanıtarak başlamak istiyorum.     Bloğun adından da anlayacağınız üzere benim adım Sevde. Şu an üniversite öğrencisiyim ve burayı hem içimi dökmek hem de biraz da belki üç beş bi şeyler kazanırım diyerek açtım ve bu da benim ilk yazım.      Ben çok fazla hayali olan (haddinden baya bi fazla hayalden bahsediyoruz aslına ama o konuya daha sonra geleceğim) ama açıkcası bu hayallere ulaşabilecek gücü pek de olmayan bi insan olarak hayata tutunmaya çalışıyorum diyebiliriz. Kendim için yeni bir başlangıç sayabilirim blog hesabı açmayı. Çünkü çok uzun zamandır aklımda olmasına rağmen hiç hesabı açmaya yeltenmiyordum. Psikolojik açıdan çok da iyi olduğum söylenemez ancak düzelicez inşaAllah be gülüm😅     Normal insanların daha çok bahsettiği, merak ettiği ve daha heyecansız şeylerden bahsedecek olursak 2001 doğumluyum, liseye kadar normal bi insan